"Bazı insanlar görme engellilerin hiç rüya görmediğini zannederler.
Rüya görmek her
insan için doğal bir olaydır. Bu nedenle, görme engelliler de herkes
gibi rüya görürler. Ancak, burada merak edilen nokta görme engellilerin
rüyalarında insanları ve nesneleri görüp göremedikleridir. Bir insan
gündüz neyi ne kadar görebiliyorsa rüyasında da onu o kadar görebilir.
Eğer bir kişi sadece ışığı farkedecek kadar görebiliyorsa rüyasında da
sadece ışık görebilir. Bir kişi insanların yüzünü yakından tanıyabilecek
kadar görebiliyorsa rüyasında da o kadar görebilir. Hiçbir şey
göremeyen bir kişi rüyasında da hiçbir şey göremez. Onun rüyası, sadece
duyduğu seslerden ve dokunabildiği şeylerden ibarettir. Örneğin, baston
kullanmasını biliyorsa rüyasında da bastonla gezer. Bilmiyorsa,
başkasının yardımıyla gezer. İnsanları, seslerinden, nesneleri,
elleriyle dokunarak tanıyabilir. Kısacası, hangi duyuları ve hangi
organları sağlamsa, gündüz onları hangi düzeyde kullanabiliyorsa,
rüyasında da o şekilde kullanır. Gündüz başaramadığı bir şeyi rüyasında
başarmış olarak görüyorsa, bu da ancak sağlam olan organların kapasitesi
içerisinde gerçekleşir.
Doğuştan hiç
görmeyen bir kişinin rüyasında renkleri tanıyabilmesi mümkün değildir.
Hayatında gözleriyle yazı okumamış bir kişinin rüyasında kitap okuması
mümkün değildir. Görme engelliler de diğer insanlar gibi iyi rüya,
kötü rüya, karışık rüya, korkulu rüya şeklinde rüyalar görürler. Eğer
bir görme engelli, dün gece rüyamda deniz gördüm diyorsa denizin sesini
duyduğunu veya denize girdiğini ifade etmek istemiş olur. Eğer birisine,
“Dün rüyamda seni gördüm” diyorsa, onu gözleriyle gördüğü anlamına
gelmez. Rüyasında onun sesini duyduğunu, onunla oturup sohbet ettiğini,
birlekte gezip dolaştığını, gülüp eğlendiğini veya kavga ettiğini
belirtmiş olur.
Gözünü sonradan
kaybedenlerde, yani, gördüğünü hatırlayacak bir yaşta körlükle
karşılaşanlarda durum daha farklıdır. Bir kişi daha önce görüyorken,
sonradan herhangi bir nedenle görme engelli olmuşsa, uzun bir süre
rüyalarında gözleriyle görebilir. Çünkü, daha önce görme olayını
yaşadığı için o kişinin beyninde kör olmasına rağmen gördüğü şeylerin
izleri bir anda silinmemektedir. Uzun bir süre gördüğü şeyleri hayalinde
canlandırabilir.
Görmeye dair
izlenimler bilinç altından tamamen silininceye kadar sonradan görme
engelli olan kişiler gündüz gözleriyle göremedikleri halde rüyalarında
görebilirler. Ancak, bu durum ömür boyu devam etmeyebilir. Belli bir
süre sonra bu bilgiler beyinden yavaş yavaş silinmeye başlar ve o
kişinin artık gözleriyle gördüğü rüyaların sayısı giderek azalır. Gözünü
yeni kaybeden bir kişi ilk günlerde Rüyasında her şeyi gözleriyle
görürken rüyadan uyandığında gerçekle karşılaşınca moral bozukluğu
yaşayabilir. Çünkü, rüyasını gerçek bir yaşantıymış gibi zanneder ve
rüya ile gerçek arasındaki çelişkiyi görünce, onu psikolojik olarak
etkiler."
Hazır görme engelinden bahsetmişken hepimizin yapabileceği ufakta olsa bir yardım var. Henüz seslendirilmemiş kitapları okuyabilir ve engelli vatandaşlara ulaştırılmasını sağlayabiliriz. Bunun için bir çok kurumla görüşebilirsiniz. Benim ilk bildiğin Boğaziçi Üniversitesinin bünyesinde görme engellilere yardım amacı ile kurulan GETEM (www.getem.boun.edu.tr), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (seslikutuphane.ibb.gov.tr) ve bir babanın görme engelli oğlunun ihtiyacı için kurmuş olduğu www.seslikitapgonulluleri.com inetrnet sayfalarından detaylı bilgi alabilirsiniz. Bunlar sadece benim bildiklerim eminim daha fazlası vardır.